Welcome to Our Website

‘Doğa olaylarını afete dönüştüren insanların hatalı eylemleri’

İÇİŞLERİ Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Risk Belirleme ve Önlem Dairesi Başkanı Gökhan Yılmaz, iklim değişikliğinden etkilenecek ülke genelindeki riskli bölgelere dikkati çekerek, “Doğa olayları, afetin kendisi değildir. Doğa olaylarını afete dönüştüren insanların hatalı eylemleri, hatalı yapılaşma ve plansız kentleşmedir” dedi.

AFAD Risk Belirleme ve Önlem Dairesi tarafından yürütülen, Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ‘Türkiye’de iklim değişikliğinden kaynaklanan afet risklerinin azaltılması ve uyum konusunda AFAD’ın kapasitesinin artırılması için teknik destek’ projesi kapsamında, Trabzon’da, ‘İl Taslak Afet Uyum Planı’nın Değerlendirilmesi’ çalıştayı gerçekleştirildi. İki gün sürecek çalıştayda; Türkiye’nin önemli turizm şehirlerinden olan Trabzon’da şiddetli yağış, kuraklık, sıcak hava dalgası, soğuk hava dalgası, fırtına, orman yangını tehlikelerinin analizlerin yanı sıra bu tehlikelerin etki ve etkilenebilirlik analizleri ortaya konulacak. Çalıştayda, Trabzon’un doğal çevre ve sosyoekonomik durum, mevcut iklim eğilimleri ile bu eğilimlerin gelecekteki etkileri, kırılganlıklar, iklim değişikliği kaynaklı afet riskleri, bu risklere karşı alınan önlemler, mevcut yerel iklim eylem planı ve iklim politikaları da masaya yatırılacak. Çalıştayda, ayrıca elde edilen bulgular ışığında ilgili tüm kurumlarla ‘Afet Uyum Planı’ da hazırlanacak.

2 PİLOT İLDE ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Çalıştayda konuşan AFAD Risk Belirleme ve Önlem Dairesi Başkanı Gökhan Yılmaz, “Son yıllarda hem ülkemizde, hem de dünyada çok sayıda iklim değişikliği kaynaklı afetlerle karşılaşıyoruz. Ülke olarak, AFAD olarak bunlara karşı neler yapabiliriz, risk azaltma faaliyetleri anlamında hangi alanlarda çalışabiliriz, buna yönelik bir Avrupa Birliği projesi gerçekleştirdik. Bu projeyle Türkiye’de iklim değişikliği kaynaklı afet risklerini azaltmak ve buna uyum sağlamak ve AFAD’ın bu noktadaki kurumsal kapasitesini arttırma noktasında projemiz devam ediyor. Projemizin 2 bileşeni vardı. 2’nci bileşeninde 2 ilimizdeki yerel yönetimlere yönelik onların afet değişikliğiyle planlarının hazırlanması noktasında AFAD’ın desteği var. Bu bağlamda hem Antalya hem Trabzon olarak seçilen 2 pilot ilde çalışmalarımız devam ediyor. 18-21 Eylül tarihlerinde Antalya’da afiyet uyum eylem planı çalıştayını yaptık. Bugün Trabzon’dayız. Trabzon’umuzda afet uyum eylem planı taslağımızı buradaki yerel yöneticilerin takdirlerini sunuyoruz” dedi.

‘AKILCI, BİLİMSEL OLMAK GEREKİYOR’

Çalışmaların afet olmadan önce yapılması gerektiğini belirten Yılmaz, “Kurum temsilcilerinin geri bildirimleri ve onların katkılarıyla uyum eylem planının son halini verip iklim değişikliği kaynaklı afetlere karşı alınabilecek eylemler, tedbirler nelerdir onları belirlemiş olacağız. Bunlar önümüzdeki yıllarda Trabzon ilinin iklim değişikliği kaynaklı afetlere karşı daha dirençli olmasını sağlayacak. Artık bütün dünya kriz yönetimine değil, risk yönetimine odaklanmış durumda. Bu da şu anlama geliyor; afetler olmadan önce aslında yapılması gerekenleri bir an önce yapmamız gerekiyor. Yani risk azaltmaya önem vermemiz gerekiyor. Bu bağlamda bütün çalışmalar şunu ortaya koyuyor. Afetlerden önce harcayacağınız 1 lira, hem can kayıplarını önlediği gibi aynı zamanda da çok ciddi anlamdaki ekonomik kayıpları da önlüyor. Dolayısıyla akılcı olmak, bilimsel olmak bize afetler öncesi atılması gereken adımları atmayı, yapılması gereken işlerin yapılmasını, harcanması gereken paranın yani yatırımları yapılması gerektiğini ortaya koyuyor” diye konuştu.

‘ÇEVREYE UYUMLU ANLAYIŞ’

Yapılarda dirençlik konusunda halkın da kendine düşen sorumlulukları olduğunu aktaran Yılmaz, “Aslında biz vatandaşlar olarak da neler yapabileceğimizi bu noktada öğrenmemiz lazım. Aslında AFAD’ın bu konuda eğitim çalışmaları var ama aynı zamanda da vatandaşlar olarak da hem çevreye saygılı yaşamı kendimize örnek edinmemiz gerekiyor. Hem de yapılarımızı yaparken mümkün olduğu kadar imar mevzuatına uygun, planlara uygun yapıları yapmamız lazım. En önemli mesela afetlerden biri de Türkiye’de son yıllarda yaşanan şiddetli fırtınalar. Bu fırtınalarda zaman zaman çatı uçmalarıyla insan hayatlarına mal olabiliyor. Eğer biz yapılarımızda, çatılarımızdan müdahale edip, orada imar mevzuatına aykırı birtakım müdahaleler gerçekleştirdiğimizde, istemeden başka insanların da hayatlarına veya kendi hayatımızın kaybına neden olabiliriz. Aynı zamanda da ekonomik kayıplar da peşinden geliyor. Dolayısıyla vatandaş olarak bir kere bilmemiz gereken en önemli şey aslında doğa olayları afetin kendisi değildir. Doğa olayları afete dönüştüren insanların hatalı eylemleri, hatalı yapılaşma ve plansız kentleşmedir. Dolayısıyla biz afetlerden etkilenmemek ve afet olmasını istemiyorsak vatandaş olarak yapmamız gereken en önemli şeylerden biri de çevre uyumlu bir anlayışı, bir şehirleşmeyi ve mevzuata uygun bir yapılaşmayı kendimize örnek almamız lazım” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir