Tam 545 yıllık! Padişahlar kayıkla buraya gelirdi: Akıl sır erdirmek de mümkün değil
6 mins read

Tam 545 yıllık! Padişahlar kayıkla buraya gelirdi: Akıl sır erdirmek de mümkün değil

Edirne’de Tunca Nehri kenarında dönemin Osmanlı padişahları Sultan 2’nci Murad ile oğlu Fatih Sultan Mehmet’e de vezirlik yapan Kasımpaşa tarafından 1478 yılında yaptırılan tarihi cami, duvarlarında ve kubbesinde oluşan çatlaklarla yıkılma tehlikesi yaşıyor. Bölgeden Halkalı-Kapıkule hızlı tren tattı geçmesiyle geçtiğimiz yıllarda önce taşınmasına sonra da yukarı kaldırılmasına karar verilen tarihi camiye, definecilerin yaptığı kaçak kazılar da büyük zarar verdi. Padişahların nehirden kayıklarla gelip namaz kılıp ibadetlerinde yaptığı tarihi yalı cami, şimdilerde uyuşturucu kullananların da mekanı haline gelmiş durumda. Cami içinde ve dışında definecilerin, sadece yapıya değil bahçesinde bulunan kabristanlara da büyük zarar verdiği görülüyor.

‘CAMİ TAŞINMAYA ÇOK UYGUN DEĞİL’

Harabe halindeki tarihi caminin son durumunu yerinde inceleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, yapının Edirne tarihindeki önemine değindi. Sezer, “Evliya Kasımpaşa Camisi tarihi bir cami. Aldığımız bilgilerde yukarıdaki Osmanlı sarayından kayıklarla gelinip rıhtımı olan, külliyesi olan bir cami, gelinip cuma namazları kılınan bir yer. Gezince ben de çok etkilendim. Evliya Kasımpaşa’nın da türbesi orada. Burada bir yarım minare var, biraz da sembolü olmuş halde. Burasının taşkın sahası olması nedeniyle su basma riskine karşı taşınması gündeme gelmiş. 2’nci bir projede de burasının 3 metre kadar yükseltilmesi gündeme gelmiş. Gelinen noktada burasının yerinde restore edilmesi daha uygun diye düşünüyorum. 20 yıllık süreçte 2 ya da 3 defa çok yüksek olmamak kaydıyla su baskını olmuş. Burasının mimarisi de taşınmaya çok uygun değil. Çünkü tuğla bir mimarisi var. Sökülüp taşınması büyük bir tahribata sebep olabileceğinden söz ediyor arkadaşlar” dedi.

‘YERİNDE RESTORE EDİLECEK’

Caminin yerinde restorasyonuna karar verildiğini söyleyen Sezer, “Şu andaki kanaatimiz, çevre düzenlemesiyle beraber yerinde restore edilmesi. Daha önce yatırım programına girmesi noktasında bir söz alınmış, bugün de biz Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle tekrar görüştük. Burasının inşallah yapımıyla ilgili olarak bir karar aldık. Projeyi de Vakıflar Bölge Müdürlüğümüz hızlı bir şekilde iletecek onaylanmak üzere. Süreci başlatacağız burayla ilgili” diye konuştu.

‘BÜYÜK TAHRİBAT GÖRMÜŞ’

Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, caminin tarihsel önemiyle ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Beksaç, “Evliya Kasımpaşa Camisi Edirne’nin aslında en güzel camilerinden biri. Fakat en unutulmuş, kaderine terk edilmiş yapılarından biri olarak da dikkat çekmektedir. Mimari stili açısından da cami Edirne’deki en farklı camilerden birisi olarak dikkat çekiyor ve Edirne’nin olgunluk döneminin Osmanlı yapıları arasında farklı bir yeri var. Fakat bu cami yıllardır unutulmuş, kaderine terk edilmiş halde. 19’uncu yüzyılda çekilmiş olan fotoğrafları itibariyle baktığımız zaman caminin çok daha canlı ve çok daha bakımlı görüntüsü var. Anlaşıldığı kadarıyla 19’uncu yüzyıl sonrasındaki bölgedeki yerleşim sisteminin değişmesiyle birlikte caminin etrafında bulunan yerleşim alanlarının terk edilmesi ve farklı bir kimlik kazanmasıyla birlikte cami kaderine terk edilmiştir. Daha sonra nehir yataklarındaki değişiklikler ve yükselmeler nedeniyle sürekli su baskınlarına maruz kalması da yapının terk edilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bunlar dışında maalesef Evliya Kasımpaşa Camisi kaderine terk edilmesiyle birlikte büyük bir tahribat görmüş, kabristan hemen hemen yok olmuştur. Ve içerisi de çok lüzumsuz kişilerin, çok uygunsuz kişilerin ziyaret edip kullanmaya başladığı bir duruma düşmüştür ve camiye bugünkü şekliyle baktığımız zaman yani dini bir yapıya yakışmayacak bir şekilde kullanılma alanına sahne olduğu görülmesi de üzücüdür. Bu ecdada karşı bir saygısızlık, birçok üzücü bir durumdur” dedi.

‘DEFİNECİLERİN VERDİĞİ ZARARIN HADDİ HESABI YOK’

Definecilerin yaptığı kazılar sonrası caminin büyük zarar gördüğünü ifade eden Beksaç, “İlginç olan define kazıları. Tabi ki bir İslami mezarlıkta define kazısı yapacak kadar yani akılsız birini düşünemiyorum. Bir İslami mezarlık kazmak, oradaki ecdadının son kalıntılarını rahatsız etmek gerçekten çok üzücü ve günah. Yani buna akıl sır erdirmek de mümkün değil. İslami mezarlıkta hiçbir şey bulmak mümkün değildir. Yani definecilerin verdiği zararın haddi hesabı yok. Özellikle kabristanda ve binanın içinde de bu defineci tahribatlarını da görebiliyoruz. Bu aptalca yapmış olduğunuz kazılar sadece etrafı tahrip etmekten başka, binaları tahrip etmekten başka, kabristanları tahrip edip buradaki mevtaları rahatsız etmekten başka hiçbir işe yaramaz. Hiçbir İslami mezarlıkta ve Hıristiyan mezarlığında bir define bulmanız mümkün değil. Hatta bir Musevi kabristanlığında da define bulmanız mümkün değil. Yani böyle bir şey mümkün değil. Öyle mantıksız bir kazmanın sadece geçmişe zararı var. Geçmişin hatıralarını yok etmekten başka da bir şey değil” ifadelerini kullandı.(DHA)

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir