Seçil Erzan. Türkiye ezberledi bu ismi. Özel bir bankanın şube müdürüyken kurduğu ileri sürülen ve “Fatih Terim Fonu” olarak futbol dünyasında tanınan sistemle ünlü isimleri dolandırdığı ileri sürülüyor.
Seçil Erzan’ın 18 müştekinin toplamda 25 milyon 770 bin dolar ve 7 milyon 384 bin lira dolandırdiği belirtiliyor.
Ancak ortadaki en önemli soru şu:
Dolardan kısa sürede bu kadar dolar kazanmak dünyanın neresinde var? Futbolcular buna nasıl inandı? Üstelik banka işlemi de yok, haralar elden kutularla gidiyor, teslim ediliyor. El yazısı bir makbuzla da belge veriliyor.
Peki kim bu Türkiye’de artık herkesin tanıdığı Seçil Erzan?
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde doğmuş, Çorlu Lisesi’nde okumuş. Ardından Kocaeli Üniversitesi’nde öğrenim görmüş.
Çorlu’da bir bankada 10 yıl şube müdürü olarak çalıştıktan sonra İstanbul’da şube müdürlüğüne atanmış.
Terim’le olan ilişkisi
2013’te çalıştığı banka ve Galatasaray arasında sponsorluk anlaşması imzalandığı için görevi sırasında dönemin Galatasaray teknik direktörü Fatih Terim’in finansal danışmanlığını yapmış.
Şimdi mahkemede yargılanan Erzan, “2020 yılında Galatasaray camiasından beni bilen ve güvenen bir insan parasını elden teslim etti. Sonra da kulüpten ayrıldı. Ben de parasını değerlendiriyordum. İhtiyaç oldukça parasını gönderiyordum. Ama istediği para çok, çok, çok fazla olmaya başladı. Bana 300 bin dolar ödedi” sözleriyle dikkat çekti..
Mahkemenin sorusu üzerine ise “Bu kişi Fatih Terim’dir. Galatasaray camiasında onun sözüne güveniliyordu” dedi.
Seçil Erzan “Sonradan bir fon furyası ortaya çıktı. 2021 Temmuz’a kadar bir sorun olmadı. İsmini şimdi vermek istemediğim 2 kişi benden bir anda 1 verdilerse 200-300 istemeye başladılar. Tehdit ettiler. Evime gelip yağma yaptılar, önüme mermi koydular. Kazandırırken Seçil’dim, kazandıramayınca dolandırıcı oldum” dedi.
Olay Fatih Terim’in para kazanmasından sonra başlıyor işte. Futbolcular yüksek kazanç getiriyor diye para yağdırıyor genç kadına.
Arda Turan savcılığa verdiği dilekçede diyor ki: “En son fonda çok sıkışma var diyerek beni o kadar çok sık aradı ki 33 milyon TL Denizbank’tan kredi çektim. Bunu da elden Erzan’a verdim. Toplamda 13 milyon 900 bin dolar nakit elden para verdim. Kendisi de bana 6 milyon 400 bin dolar geri ödedi ancak kalan parayı ödemedi.”
Peki dünyada hangi sistem 13 milyon 900 bin dolara kısa sürede 6 milyon 400 bin dolar kar verebilir? Diğer futbolcular da aynı oranlarda ilk zaman kar almışlar. Bir uyanıklık da var burada; kısa sürede milyonlarca dolar kazanma sevdası. Kısa yoldan köşeyi defalarca kez dönme aşkı.
Ortaya çıkan defler ve Fatih Terim fotoğrafı
Habertürk’teki habere göre; Seçil Erzan’ın Whatsapp yazışmaları dışında resimler klasörü içinde yapılan incelemede Whatsapp görüşmelerine ait ekran alıntıları, üzerinde isimler ve miktarlar yazan defter yapraklarının görüntüleri ortaya çıktı.
Ayrıca aldığı paranın fotoğrafı dışında Fatih Terim’le çekilmiş bir fotoğraf karesi de çıktı.
Tüm bu içerikler soruşturma dosyasına girdi.
Kimin ne kadar parası kalmış?
Arda Turan: 7 milyon 500 bin dolar
Emre Belözoğlu: 4 milyon 292 bin dolar
Selçuk İnan: 1 milyon 535 bin dolar
Nestor Fernando Muslera: 500 bin dolar
Emrah -Emre Çolak: 3 milyon 212 bin dolar
Buse Terim Bahçekapılı: 240 bin dolar
Bülent -İnci Çeviker: 2 milyon 198 bin dolar
Burhan Taşpolat-Evrim Pınar Güzel: 1 milyon 416 bin dolar ve 1 milyon 500 bin TL
İsmail İbrahim Çağlar: 2 milyon 910 bin dolar
Musa Mert Çetin: 75 bin dolar
Ömer Kahraman: 940 bin dolar ve 5 milyon 884 bin TL
İbrahim Kocabaldır: 140 bin dolar
Uğur-Nurettin Gözaçan: 500 bin dolar
Nuray Şengüller: 312 bin dolar
Söz savunmanın:
Çok kazanmak istediler.
Dolandırılan ben oldum!
Seçil Erzan mahkemede savunuyor kendini. Mağdur olduğunu söylüyor örneğin. Darp edildiğini, evinin basıldığını, tehdit edildiğini belirtiliyor. Örneğin Semih Kaya’dan 3.5 milyon dolar aldığını, 5.7 milyon dolar geri verdiğini ileri sürüyor. Tehditle vermiş. Arda ile Emre’nin parasının bir bölümüyle bu ödemeyi yaptığını anlatıyor.
Erzen’in savunmasından öne çıkan bölümler şöyle:
– Dolandırıcı olsam gemi batar ben kurtulurdum. Suça konu olan bakiyenin bende olmadığı, bu bakiyeyi bir yerde saklamadığımı, bununla bir şeyler almadığımı salondakilerin bildiğini çok iyi biliyorum. Bakiyenin 45 milyon olmadığını bildiklerini de biliyorum.
– Çok iyi çalışandım, çok iyi iş yapardım bu yüzden o camiada bilinirliğim oldu. Ben dolandırıcı değilim. Beni ben dolandırdım. Son dönemde bir şeyler ortaya çıktı. Ben Galatasaray kulübüne yakın olduğum için oyuncuların parasını değerlendirme konusunda elimden geleni yapıyordum. Ben insanların parasını üzerime almadım. Birileri beni dolandırdı. Dışarıda parayı değerlendireceğimi düşündüm ve evimi defalarca ipotek ettim. Arabamı sattım her şeyimi sattım.
– Faiz adı altında bu insanların aza tamah etmemeleri, çok kazanmak istemeleri beni bu hale soktu. Şubat ayından sonra ben baskı altına girdim. Bu insanlar 7/24 beni rahatsız ettiler. Evimi bastılar, silahla tehdit ettiler, mermi gösterdiler, işten attıracağız diye tehditler ettiler. İnsanların hepsi kağıt parçası istiyorlardı çünkü o kağıtlar ‘ben size borçluyum’ demekti. Amacım orada ben size parayı ödeyeceğim demekti. Ben hesap kitap yapamadığım da bana yardımcı olmalarını istediğim insanlar oldu.
– Ben dolandırıcı olsaydım kimseye senet vermezdim. Ben canımla buradayım. Nisan ayından beri sağlıklı düşünemiyorum. Ben çok korkak biriyim. Ben 45 milyon dolar değil bin dolar bile kaçıramam.
– Bu salondaki herkes benim etimden sütümden faydalandı. Ben sadece canımla kaldım. Ben bankadan para alıp vermesem de kendi malımı satıp onlara para verdim. Ben kaçmadım, gitmedim. Amacım kimseyi dolandırmak değildi. Basiretli bir bankacıydım. Ben dolandırıldım. İnsanlar benim sayemde mülk sahibi oldu.
– Kazandırırken Seçil’dim, kazandıramayınca dolandırıcı oldum.